24 Haziran 2011 Cuma

Şahane Serseri!

Ali Şeriati, İnsanın Dört Zindanı isimli o mükemmel kitabında dipnot kısmında bir olay anlatır.

Tüm o olayların, sıkıntının ortasında bir gün Hz. Ali, Cuma hutbesi vermektedir. Yılların verdiği birikmişliğin, o hüznün, o peygambere olan hasretin, o acıların yoğurduğu yürek dayanamaz; yıllardır hiç kimseye anlatmadığı şeyleri anlatmaya başlar. Yıllar ve yıllar boyunca, kendi köşesinde içinde biriktirdiklerini anlatır. Çoşkun bir ırmak gibi çağlar. Tüm o suskunluğunun, tüm o acıların hikayesini anlatır. Tam o anda bir adam ayağa kalkar, "Ey Müminlerin Halifesi!" diye seslenir ve bir soru sorar.

" Şu kadar kilometreden şu kadar kilometreye kadar bakır levha kaplı bir çölde olsam, etrafta abdest alacak tek bir yer olmasa, teyemmümle abdest alıp namaz kılabilir miyim?"

Bu gereksiz ve saçma soru karşısında cemaat sinirlenir, ama Hz. Ali sakince ve gülümseyerek soruyu cevaplar. Sonra da cemaatine döner ve "Bu da bir Şıkşıkıye* idi, geçti" der. Ve bir daha asla o konular hakkında konuşmaz.

Bu dünyada faniyiz. Yaralarımız var, yaralayanlarımız var, kaçtıklarımız var, kovalayanlarımız var, acılarımız var, acıtanlarımız var, halimize gülenlerimiz var, halimize ağlayanlar var..

Kimin canın sıktıysak, kimin zihnini bulandırdıysak, kimin yarasının üzerine göz yaşı döküp, kimin göz yaşından yeni yaralar çıkardıysak, kimin kaçtıklarını tekrar önüne çıkarıp, kimin önünden kaçmadıysak, kimi sevdiysek bir zamanlar, kimi sevmediysek, kim bendeyse ve kim benden çoktan gittiyse, kelimelerimle kimin aklına aşk, kimin aklına meşk, kimin aklına kor, kimin aklına yar, kimin aklına yokluk düşürdüysem, kim bana bakarken düştüyse, ve ben kime bakarken düştüysem, kim kızının saçlarında cenneti kokladıysa ve ben cennetin saçlarında kimi kokladıysam, kim ömrümden bir dakika aldıysa ve ben kimin ömründen bir dakika aldıysam, kim benden bir günah aldıysa ve ben kimden bir günah aldıysam, hakkını helal etsin.

Bu da bir şıkşıkiye idi, geçti. Allah'a emanet.




*şıkşıkiye:  bu, erkek devenin esridiği zaman ağzına gelen köpüktü; geldi, gene geriye gitti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder