26 Eylül 2012 Çarşamba

Öksüzüm, Garibim, Bana Yazıktır..

  On bir sene önce güneşli bir gün, bir seyyar satıcıdan geçmişti türküleri elime. Aylarca, hatta yıllarca sakladım o cd'yi. Bilgisayarım belki bir çok kez temizlendi ama hep o türküler yüklendi içine her seferinde. Sonra Bayram Bilge Tokel'in çıkardığı biyografisini okudum defalarca. Neşet Ertaş hiç kimsenin olmadığı kadar bizden bir sesti. Ankara'nın, Kırşehir'in, tüm iç anadolunun sesiydi. Huysuz, uğursuz ve soğuk gecelerdeki en büyük dostumdu Neşet Ertaş.

  Şimdi vardı gitti bir oldu en büyük dost ile. Bize de ardında koca bir efkar bıraktı, ömrümüzce silinmeyecek..


ahu gözlerini sevdiğim dilber
sana bir sözüm var diyemiyorum
bilmem deli miyim mecnun gezerim
sırrımı ellere veremiyorum
derdimi ellere diyemiyorum

helal olsun al yanaktan aldığım
el uzatıp gonca gülün derdiğim
ince belini tatlı dilini sevdiğim
kırılsın kollarım saramıyorum

al yanaktan aldıracağım azıktır
tarama zülfünü gönlüm bozuktur
öksüzüm garibim bana yazıktır
destursuz yanına varamıyorum

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder